Gazeteci İsmail Küçükkaya, 7 yıldır her sabah FOX’un reytinglerde birinci sırayı alan Çalar Saat programında, halka Türkiye’de olup bitenleri aktarıyor… “Demokrasi Meydanı’ adını verdiği bölümde ise toplumun her kesiminden konuklarla gündemin nabzını tutuyor. Kendisine son günlerde muhalif gazetecilere ve basın organlarına yapılan baskıları sordum…
– ‘Çalar Saat’le geçen 7 yılı nasıl özetlersiniz?
Çok şey değişti. 2013/2020 Türkiye’si medya ve siyaset bağlamında iki ayrı ülkenin fotoğrafıdır. 2013 Gezi olayları dönüm noktası. İktidar o günden sonra otoriterleşmeye başladı. Ve rejim değişikliği adımları hız kazandı. Ben o tarihte Akşam Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeniydim.
İktidar gazeteye el koydu. Bu ilk medya operasyonudur. Dönemin medya çalışanları ve genel yayın yönetmenleri dahil herkes yaşananı görmezden geldi. Doğan Grubu avucunu ovuşturdu, grupta çalışanlar sessiz kalıp hayatlarına devam edeceklerini sandılar.
GERÇEĞİN GÜCÜNE İNANIYORUM
“Gerçek yok edilemez” diyen Küçükkaya, “Gazeteci de gerçek habercilik yapan tüm platformlar yaşayacak. Gazeteciler güçlenecek. Düşünün; gün gelecek SÖZCÜ ve FOX’un üzerindeki baskılar kalkmış. Neler olurdu?” dedi.
Hâlbuki büyük yanılgıydı. Sessiz kalmak kimseyi kurtarmadı. Gelinen noktada AK Parti iktidarında medya yapısının yüzde 90’ı değişti; mülkiyet ve patronlar el değiştirdi. Ve iktidarın kontrolüne girdi. Kaç bin gazeteci işsiz kaldı.
Support authors and subscribe to content
This is premium stuff. Subscribe to read the entire article.