SÖZCÜ TV’de Nevşin Mengü ile Özel Haber’in konuğu olan Eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, gündeme dair soruları yanıtlıyor…
İşte Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları;
BAROLAR AÇIKLAMASI
*Eş genel başkan yardımcılarımızla birlikte oradaydık. İletişim başkanımız Neslihan hanım. Aile ve Sosyal Politikalar başkanımız oradaydı. Bir heyet halinde oradaydılar.
*Bu mesele noktası olarak, kendisiyle değerlendirilebilecek ve Türkiye’nin geçtiği süreçle değerlendirebilecek bir olay. Bu fikre katılırsınız ya da katılmazsınız.
*Bunu sınırlandırılması, toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına aykırı. Nereden bakarsanız bakın yanlış bir uygulama.
*Türkiye’nin epeydir geçtiği sürecin parçası. Türkiye’nin yanlış bir güvenlik anlayışına, kamu düzeni güvenliği yerine devlet erkinin güvenliği gibi yanlış uygulamalar var. Barolarla ilgili düzenleme de bunlardan biri.
*Her sivil toplum içinde tartışma olur ama burada bir müdahaleye dönüşmemesi lazım. Türkiye’de hukuku kontrol etme ve hukukla ilgili kurulları kontrol etme var.
“ÇOKLU BARO SİSTEMİNİ DOĞRU BULMAM”
*İşte FETÖ yapılanmasında da vardı bu. Bir kere yöntem yanlış, bir kere barolarla ilgili düzenleme yapılacaksa, avukatların kendi tarafından tartışmaları lazım ve masaya oturmaları lazım.
*Çoklu baro sistemini doğru bulmam. Ama şu da doğru değil; bir grup, bir taraf, bir ekol yeri aldığında, kontrolü bir daha ele geçirdiğinde orada demokratik bir yapı ortaya çıkmıyor.
*Seçimlere HSYK’da FETÖ’nün yapılanmasının nedeni blok listesi yapılmış olması. Anayasa, HSYK’yı engellediği için bir grup HSYK’yı ele geçirdi.
*Anayasal düzenleme, tek tek seçilmesi üzerinedir. Baro, HSYK gibi değil ama, blok liste değil çarşaf liste uygulanırsa çoğulcu bir yapı olur.
*Blok listede, 50+1 alan hepsini kapatıyor, geri kalanlar da başka yollara başvuruyor. Çoklu baro sistemi istiyor.
“ÇOĞULCU BİR YAPI LAZIM”
*Toplantı ve gösteri yürüyüşü Anayasal haktır, görüşlerini beyan ederler. Barolarla ilgili bir düzenleme yapılacaksa, istişare ile yapılmalı. Ve kesinlikle çoklu baro sistemi yanlıştır.
*Avukatların haklarını kim temsil edecek? Bir dizi problem alanı var. Çoklu değil, çoğulcu bir yapı lazım. Yönetim kurulu kişileri seçsin, çok yetkin farklı görüşten birisi de içine girer. Bu yönteme geçmenin temel kanaatindeyim. Tek tek isimler üzerinden seçilse, isimler üzerinden bir seçilme olsa iyi olur.
“ORTAYA ÇIKMAMIZA TEMEL SEBEP TÜRKİYE’DEKİ KUTUPLAŞMADIR”
*Bir kere son dönemde kutuplaşma var. Gelecek Partisini ortaya çıkaran şartlar, yeni parti olarak ortaya çıkmamıza temel sebep Türkiye’deki kutuplaşmadır.
*İki cephe içinde, doğrunun yanlışın ne olduğunu bilmeden insanlar kutuplaşıyor. Bu bir kültür meselesi. Maalesef kurumsal akıl konusunda yeterli birikime sahip değiliz.
*Bu da karşı düşüneni dışarıda bırakıyor. Bu bugüne has bir şey değil. 28 Şubat’ta, 12 Eylül’de derin yaralara sebep verilmeyebilinirdi, 15 Temmuz sonrasında da öyle.
Nevşin Mengü: Kutuplaşma var dediniz, iki kutup var diye hitap ediyorsunuz. Ve siz buna karşısınız. Bu kutupların bir parçası olmak istemezsiniz o halde, Millet İttifakı yerine tek başına mı hareket edeceksiniz?
*Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi iklimi bozdu. Muhalefette de ittifak yapma durumu var, ama toplumsal tepki nedeniyle geri planda kalıyor.
*Mesele bazlı uzlaşılır, baro konusunda bizim tutumumuz net. İktidarın tasarısına karşıyız. Ama Libya konusunda ya da başka konusunda aynı düşünebiliriz.
*Yasasından tutun, infaz yasasına kadar son dönemde yaptığımız açıklamalarda, bankalardan atamalara kadar. Diğeri ise süreç bazlıdır.
*Burada diğer partilerle birlikte olursunuz, kalıcı bir ittifak değildir bu. Parti ayrımından daha çok ilkesel bir şekilde ele almak gerekir. Doğrudur, yanlıştır deyince size bir yanda olmuş olursunuz. Seçimler yaklaşınca ittifaklar mevcut olarak kalmıyor.
Nevşin Mengü: Mümtazer Türköne serbest bırakılmalıdır dedi Devlet Bahçeli. Ne dersiniz?
*Hukuku şahsileştirmek doğru değildir. Hiçkimsenin düşüncesi nedeniyle cezaevinde olmasını istemem ama bunun yanında son dönemde hapse giren Barış Terkoğlu gibi isimler için de aynı tutumun sergilenmesi gerekiyor. İşte aynı şey, bize yakında serbest bırakılsın, bize uzaksa vatan hainidir deniliyor.
Nevşin Mengü: Metastaz kitabında diyor ki, Başbakanken sizin menzil tarikatı lideriyle görüşmeniz. Ne konuştunuz, ne söz verdiniz, sizin zamanında kaç kişi işe alındı?
*Değil tarikat, kendi ailemden biri gelse gözüm liyakatten başka bir şey görmez. Bırakın menzili, devlet görevini yürütürken çocuğumu görmem, akraba görmem. T
*arikat ya da sivil grup, bunların hiçbirinin devlette topluca aidiyet unsuru olarak girmesine karşı çıktım. Bir topluluğun ya da sivil kesimin desteklendiği yönünde bir şey bulamazlar. Ne menzilciler ne başka birisini korumam. Görüştüm mü, görüştüm. Terörle yoğun mücadele yürütürken, Bitlis’e giderken tüm kişilerle görüştüm.
*Herkesin hukuki meselelerini çözerken bile o yörenin kanaat önderlerine giderler, böyle bir kültür var. Terörle mücadelede halkın desteği için görüştüm, bugün de olsa görüşürüm.
*Ve kanaat önderi olarak, bu mücadeleyle ilgili o dönemde Şanlıurfa’da bütün baro başkanlarını ve Kürt seküler önderleri topladım. Bitlis’te dini kanaat önderlerini topladım. Ve bunlar PKK’nın etki alanını kıracak şekilde faaliyet yapıyor. O dönem bu çerçevede görüşme yaptım. Hayatım boyu, devlet kaynağına girmemiş hiçbir görüşmem yoktur.
*Çıktığımda yaptığım ilk iş, kayga geçirmek için şunu not al derim. Beşar Esad ile olan görüşmenin kısmı, bir sürü itiraflar denildi, şunu demişim filan demişim, söylentiler çıktı. Hiçbirini ciddiye almadan, büyükelçiyi çağırarak şunları konuştuk, şunları söyledik diye kayda aldırdım. Kamuoyunun önünde yaptığım görüşme bunlar, gizli saklı bir görüşme yapmadım.
Nevşin Mengü: Siz bugün Beşar Esad ile görüşür müsünüz? Askeri Suriye’den çeker misiniz?
*Suriye konusunda bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Benim ilk görüşüm insanidir sonra Türkiye’nin çıkarınadır. Milyonlarca insanı evinden barkından eden biriyle diyalog halinde olması mümkün değildir.
*Suriye halkı Esad’la barışır, halkın kendisi bir meşruiyet kazanırsa olabilir. Ama tescil edilmiş, rejim tarafından kullanılmış kimyasal silahlar var. Kendi halkına kimyasal silahla katletmiş birisinden bahsediyoruz. Şunu her zaman söyledim, bütün taraflarla temas halinde barışçıl bir çözüm bulunmalıdır. Barışçıl bir çözüm olursa, Esad kalırsa bilemem.
*Türkiye’nin olumsuz da olumlu da zaruri. Türkiye istekle gitmedi oraya, daha hiçbir, biz Esad’la görüşürken daha İdlib’deki bazı sınır kapıları muhalefetin eline geçmişti. Suriye ordusu katliama başlayınca, çoğunluk olan gruplar koparak kendi şehirlerini korumaya gittiler. Maalesef bu yapısı dolayısıyla Suriye Ordusu, kendi meşruiyetini kaybetti. Bu bir tercih değil, böyle bir şey olmak zorundaydı.
AYRINTILAR GELİYOR…
Sözcü
Support authors and subscribe to content
This is premium stuff. Subscribe to read the entire article.